Tarihi Eser Onarım Teknikleri Nelerdir

Kültürel, tarihi açılardan öneme sahip olan tarihi eserlerin, uygun şekilde tarihi eser onarım teknikleri ile korumaya alınması gerekmektedir. Tarihi eserler, yıllar geçtikçe bakıma ve onarıma ihtiyaç duyar. Günümüz şartlarına ayak uydurabilmesi ve değişen koşulların zararından korunabilmesi için onarım tekniklerinin doğru şekilde uygulanması şarttır. Tarihi eserlerin onarım çalışmalarında büyük bir ekip gerekir. Bu ekip içerisinde mimarından inşaat mühendisine, sanat tarihçisinden arkeoloğuna kadar birçok ilgili meslek grubu yer almalıdır.

  •  İlk Aşama: Hasar Analizi

Tarihi eserin onarılmasından önce hasar analizinin yapılması şarttır. Tarihi eser onarım teknikleri işleminde eser üzerinde hangi bölgelerin neden hasar gördüğü, nasıl iyileştirileceği gibi detaylar oldukça önemlidir. Hasar analizi, iyi bir çalışma planı oluşturmanın temelidir. Her tarihi eser, farklı onarım ve güçlendirme çalışmaları gerektirecektir. Çalışacak ekibin niteliği bile hasar analizine göre şekillenir. Hasar analizinde karşılaşılabilecek ve onarım gerektirecek başlıca sorunlar;

  •  – Sıvaların dökülmesi
  •  – Derzlerin boşalması
  •  – İç mekan çatlakları
  •  – Temelde meydana gelen çökmeler
  •  – Sıcaklık değişikliklerinin etkileri
  •  – Aşırı yüklenmenin sonuçları
  •  – Doğal afetlerin etkisi
  •  – Doğal taşlarda görülen erozyon sorunu

Statik Güçlendirme ve Sonrası

Tarihi eser onarım teknikleri uygulamasında ilk işlemeserlerin öncelikle statik açıdan güçlendirmeye ihtiyacı olmaktadır. Güçlendirme çalışmaları adına uygulanacak teknikler arasında gergi çubuğu kullanımı, kenet atma, enjeksiyon ve bilezik uygulaması gibi işlemler yer almaktadır. Tarihi eserde kubbe bulunması durumunda, kenet atma yöntemi kullanılır. Bu yöntem sayesinde sıva altındaki malzemelerin dökülmesinden dolayı zayıf hale gelen yapı daha sağlam bir hal alır. İç mekanlarda yapısal anlamda meydana gelen çatlakların giderilmesi ve iç statiğin güçlendirilmesi için de gergi çubuğu kullanımı tekniği uygulanır. Aynı şekilde eski gücünü yitirmiş ve çatlaklara maruz kalmış duvar bölgelerine de enjeksiyon yöntemi sayesinde kaybettiği güç yeniden kazandırılır.

Tarihi Eserlerin Yapısına Zarar Vermemek

Tarihi eserlerin dokusunu ve yapısını bozmadan ilerleyebilmek için mimar ve mühendisler ortak çalışmalar yürütür. Tarihi eserin kimliğini kaybetmeden zarar gören bölgelerini onarmak için, o esere uygun malzeme ve teknik seçimine karar vermek mimar ve mühendis çalışmalarının içerisinde yer alır. Aynı şekilde tarihi eser onarım teknikleri kısmında arkeolog ve sanat tarihçileri de dönemlere göre malzeme seçiminin nasıl olması gerektiği konusunda büyük katkılar sağlar.

İnce işlerin uygulanması, güçlendirilmesi ve süsleme detaylarının iyileştirilmesinde restorasyon ustalarının çalışması etkilidir. Doğru malzeme ve teknikler ile bu aşamalarda da doğru sonuçlar alınır. Üzerinde yazı, şekil ve resim barındıran yüzeylerin temizlenmesi dahi çok ciddi bir iştir. Bu işler de ustalık gerektirmektedir.

Özgün parçalarda meydana gelen kırıkları birleştirmek adına paslanmaz çelik ve titanyum gibi malzemelerden faydalanılır. Tarihi eser onarım teknikleri işlemindeKorozyon sorununa karşı güvenliği oluşturmak için metal içerikli bağlantı araçlarının kurşun veya epoksi reçine benzeri koruyucular ile tamamen kapatılması gerekmektedir. Parçalardaki sorunları örtecek malzemeler de tarihi esere uygun olmalıdır. Yeni malzeme üretiminde de tekniklerin doğru şekilde seçilmesine dikkat edilmelidir.

Tarihi eser onarım teknikleri çalışmasında dökme tekniği kullanarak yapılan yeni malzemelerin gerçeğe en yakın şekilde hazır olmaları adına silikon kauçuk ve Iateks gibi malzemelerden faydalanılmaktadır. Özgün malzemelerden alınan örnekler aynı şekilde ya da soyutlama ile kullanılır. Malzemenin aynı etki ve dokuyu vermemesi, başarılı bir tarihi eser onarımı olarak kabul edilemez.